14 Temmuz 2013 Pazar

ilk 7 ayri gun

bu benim oglum.. bizi birakti gitti!

aslinda anlamaliydik..

31 mayis aksami, saatler once Istanbul ve sonrasinda tum Turkiye'y, saracak olan Gezi eylemlerini gostermeye baslamisken, mucizevi bir sey oldu: Yaman, "annecim ben bu aksam halamlarda kalabilir miyim" dedi.
bu bir ilk. bu bir milat.
Istanbul ardinda tum Turkiye "bu daha baslangic, mucadeleye devam" diye inlerken, bizim Yaman, 5,5 yasinda bir ertesi gununu havuzda gecirmek adina, hayatini dizayn etmeye dogru, insanlik icin belki kucuk ama kendisi icin koccaman bir adim ativerdi.

biz sorumlu anne-babalariz. sadece cocugumuza karsi degil, tum cocuklarin haklarina gelecegine karsi. Yaman bunu der demez yarim saat icinde, yastigini, topicik ve mirmirini ve olasi tum havuz esyalarini bir cantaya koymus, halamizin kapisini calmistik.

sonrsi malum. "sik bakalim sik bakalim biber gazi sik bakalim, kaskini cikar, copunu birak, delikanli kim bakalim".


elbette bu ozgurluk gosterisi bununla ibaret kalmadi. gecen hafta ben isten bogulurken, Istanbul tatile fazlasiyla teslim olmusken, Yaman kucuk bir sokak kazasi gecirdi. Allah'in korudugu o sansli cocuklardan biriydi, gozune ciddi bir hasar gelmedi. ancak pansumana ihtiyaci olan bir adet yaramiz oldu. Anne ve baba olarak bir kez daha fedakarlik yapmak zorunda kaldik. Yaman'i alip 1 haftaligina annanesi ve dedesinin yanina, Altinoluk'a biraktik.

simdi sayiyorum saatleri. bir hafta gecti ama bugun gecmiyor. yaman oglumuz yola cikacak birazdan. ona dolma mi sarsam... surpriz yapip evi balonla mi doldursam.... yoksa nasil sarilacagimi, koklayacagimi bininci kez hayal mi etsem.. ona ne desem mesela, arabadan inince? bu gece kucagimda uyuyakalmasina izin mi versem?

diyecegim; Allah kimseyi, hic bir anne-babayi cocugundan mahrum birakmasin. cocugundan mahrum olanlara, onun yanagindan uzaga dusen butun ana-babalara allah bin kere sabir, sukunet versin gonullerine. zor.

 

19 Nisan 2013 Cuma

be who you want to be


Aziz Nesin'den Yaman'a bir şiir

Çocuklarıma

Diyelim ıslık çalacaksın ıslık
Sen ıslık çalınca
Ne ıslık çalıyor diye şaşacak herkes
Kimse çalmamalı senin gibi güzel
  

Örneğin kıyıya çarpan dalgaları sayacaksın
Senden önce kimse saymamış olmalı
Senin saydığın gibi doğru ve güzel
Hem dalgaları hem saymasını severek
  

De ki sinek avlıyorsun sinek
En usta sinek avcısı olmalısın
Dünya sinek avcıları örgütünde yerin başta
Örgüt yoksa seninle başlamalı

Diyelim zindana düştün bir ip al
Görmediğin yıldızları diz ipe bir bir
Sonra yıldızlardan kolyeyi
Düşlerindeki sevgilinin boynuna geçir
  

Sayki hiçbir işin yokta dönüyorsun
Dön dönebildiğince üç boyutlu
Amma da dönüyor diye şaşsın dünya
Sanki senden önce dönen hiç olmamış

Dalga mı geçiyor düşler mi kuruyorsun
Öyle sonsuz sınırsız düşler kur ki çocuğum
Düşlerini somsomut görüp görüp şaşsınlar
Böyle dalgacı daha dünyaya gelmedi desinler
  

DÜNYADA YAPILMAMIŞ İŞLER ÇOKTUR ÇOCUĞUM
DERLERSE Kİ BU İŞLER BİR ŞEYE YARAMAZ
DE Kİ BÜTÜN İŞE YARAYANLAR
İŞE YARAMAZ SANILANLARDAN ÇIKAR

5 Ocak 2013 Cumartesi

"bundan 200 milyon yıl önce günler 21 saatmiş.
1 yıl 420 günmüş. ay bugün olduğundan daha yakın, dünya bugünkünden daha hızlı dönüyormuş".
Yaman'la yanyana oturmuş belgesel izliyoruz. Yukarıdakileri ilgiyle dinleyen Yaman, bana dönüp soruyor:
-anne, neden dünya daha hızlıymış?
-?! üfff.. işte, yani.. ee
-neden ama neden neden.....
-ay bilmiyorum Yaman, şimdi sana dünyanın oluşumundan nasıl başliyim?!
-...
-...
-ben biliyorum neden..
-e peki söyle o zaman, neden?
-e yaşlandıkça yavaşlanır da ondan!